Instagram
 
PÜTÜRGELİLER BİRLİĞİ
PÜTÜRGELİLER BİRLİĞİ  
  GİRİŞ VE SUNUM
  Ankara'daki Pütürgeliler
  Pütürge'lilerin TBMM'deki Malatya'lı Vekilere Talepleri
  VEFAT EDEN & ARAMIZDAN AYRILANLAR
  KÖYLERİMİZ
  PÜTÜRGE HAKKINDA
  PÜTÜRGEYE AİT PROJELER & HEDEFLER
  FAYDALI BİLGİLER
  Pütürge_Görüntüleri-7
  PÜTÜRGE'DEN GENEL & NOSTALJİK GÖRÜNTÜLER
  PÜTÜRGE YÖRESEL YEMEKLERİ
  Hayatımızdaki Başarılarımız
  BASIN ve PÜTÜRGELİLER
  YURDUM İNSANI-Güldürü
  KISSA'DAN HİSSE
  Yazılı Kuran-ı Kerim
  İlim ve Bilim Üzerine
  => Necip Fazıl Kısakürek
  => Salavat-ı Şerife ve Hikmeti
  => Türk-İslam Ülküsü
  => Kalp&Nefs&Ruh
  => Dede Korkut Kimdir?
  => Kibir Alametleri
  => Sevginin Nitelikleri
  => Evliya Çelebi'den Oğluna Öğütler !!
  Kur'an_ı Kerim Dinleme
  YARARLI WEB SİTELERİ
  İletişim
  Siteyi Takipeden Ziyaret
  SİTEYİ TAKİP EDEN İZLEYİCİ SAYISI:
  GAZETE
  HABERLER
  HARİTA & UYDU FOTOĞRAFI
  Top liste
  PÜTÜRGELİLER BİRLİĞİ
  Forum
  Anketler
  Galeri
Salavat-ı Şerife ve Hikmeti
Hareketli Dere Resimleri,Hareketli, Dere, Resimleri, gif, animasyon, göl, resmi, resimi, lake, animation, picture, manzara, manzarası, manzaraları, akarsu,
SALAVAT-I ŞERİFE VE HİKMETİ
"Allâhumme salli alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli Seyyidina Muhammedin salâten tüncînâ bihâ min-cemî'il-ehvâli vel âfat. Ve takdî lenâ bihâ cemîal hâcât ve tutahhirunâ bihâ min-cemîi's-seyyiât ve terfe'unâ bihâ a'lâ'd-deracât ve tubelliğunâ bihâ aksâ'l-ğayât min cemiîl-hayrâti fî'l-hayâti ve ba'del-memât birahmetike Yâ erhame'r-rahimîn. Hasbunellahu ve ni'mel vekîl, ni'mel mevlâ ve ni'me'n-nasîr. Ğufraneke rabbenâ ve ileyke'l-masîr."

Cenab-ı Hak, hidayet vermesine de peygamberleri ve onların varisi olan büyük âlimleri, mürşitleri, bir nevi, sebep kılmıştır.

Hidayet ancak Allah’tandır. Şu ayet-i kerime bu hakikati en güzel şekilde ders verir:
“Sen sevdiğine hidayet veremezsin. Ancak Allah dilediğini hidayete erdirir. Ve hidayete erecekleri en iyi O bilir.” Kasas, 56
Dinimizde şefaat haktır ve ayetlerle sabittir. Her namazda okuduğumuz ayet-el kürsinin bir bölümünde şöyle buyrulur:
“Onun yanında o izin vermeden şefaat edecek kimdir” Bakara, 255

Demek ki, şefaat vardır, ancak Allah’ın iznine bağlıdır.

Alimler ilim tahsiline, zenginler sadaka ve zekat verilmesine, doktorlar hastalık tedavisine birer vesile, birer sebeptirler. Şu var ki, bu sebeplerin ve bu vesilelerin eliyle bize ulaşan bütün nimetleri, şerefleri, ihsanları hep Allah’tan bilmemiz gerekir. Bunun aksi, sebeplere gerçek tesir verir gibi bir halet-i ruhiyeye girmek olur ki, bu da şirk-i hafinin (gizli şirkin) bir şubesidir. Bu gibi kimselere Allah’ın zatına şerik koşma manasında “müşrik” denilmez, ancak bunlar İlahi icraatlara sebepleri katmakla o icraatlarla ilgili fiillere ve isimlere şerik koşmuş gibi olurlar.

Biz, Peygamber Efendimize salavat getirmekle, Allah’ın o sevgili habibine ettiği rahmeti daha da artırmasını dilemiş oluyoruz. Ayrıca, “Sebep olan işleyen gibidir.” hükmünce, yaptığımız bütün ibadetlerin, ettiğimiz bütün hayırların bir katı da Onun (asm.) mizanına geçiyor. Böylece o Allah Resulünün yanında, inşallah, şefaate layık olmaya çalışıyoruz. Daha sonra, “Bütün hayırlar Allah’ın elindedir.” hakikatini rehber edinerek Allah Resulünü İlâhî rahmete nail olmamıza vesile kabul ediyor ve kalbimizi Rabbimize bağlayıp “iyyakenestein” diyor, bütün yardımları ancak O’ndan diliyor ve O’ndan biliyoruz.
 
Peygamber Efendimiz (asv)'in makamı ve Allah katındaki mevkisi, hem şu mahlukatın ve kainatın yaratılmasına bir sebep hem de bütün ikram ve lütufların kaynağı hükmündedir ki, bu makama makâm-ı mahmûd denilmiştir. Tabiri caiz ise bu makam Allah’ın sonsuz lütuf ve ihsanını tahrik ediyor ve bütün nimetler bu makamın hürmetine dağıtılıyor. Öyle ise makâm-ı mahmûd geniş ve bereketli bir sofra gibidir, bu sofranın daha da genişlemesi ve bu sofraya katılmanın yollarından birisi de salavat getirmektir.
 
Salavatın manası ve özü:
Allah Resulü (asv)'e dua edip makam ve mevkisinin daha da genişleyip parlak bir hale gelmesi için Allah’a ricada bulunmaktır. Zira bu sofra bütün insanların ortak bir sofrasıdır. Bu sofranın genişlemesi bütün insanlık içindir. Yoksa salavat sadece Peygamber Efendimiz (asv)'in şahsi kemalatını inkişaf ettirmeye matuf bir şey değildir. Zaten Peygamber Efendimiz (asv) öyle şümullu bir hale gelmiş ki, onun kemalatı bütün inananların kemalatı demektir.
Mesela, Türkiye Cumhuriyetinin başbakanı dünya gündeminde itibar kazansa, bu itibarın içinde hem kendi mevkisi hem de temsil ettiği milletin mevkisi itibar kazanır demektir. Aynı şekilde Peygamber Efendimiz (asv)'in şümullü sofrası olan bu makam-ı mahmudu biz dua ve salavatlarımızla teyit ve takviye edersek, bu hem Peygamber Efendimiz (asv) açısından hem de inananlar açısından güzel ve faydalı olur demektir.
Öyle ise salavatın külli bir gayeye hitap ettiğini bilip öyle getirmek lazımdır. Böyle azametli bir netice için dua ettiğimizin farkında olmak, duaya bir enerji ve zindelik katar, tekrar be tekrar salavata bir şevki içimizde hissederiz. 
Allah, kainatı ve mahlukatı Habib-i Ekremi olan Hazreti Peygamber Efendimiz (asv)'in yüzüsuyu hürmetine yaratmıştır. Allah katında böyle ağırlığı ve değeri olan bir Peygamberi (asv) araya koyarak yapılan dua ve talep elbet de makbul olmak gerekir. Yani Allah’ın rahmet kapısını çalarken, Allah Resulü (asv)'nün ismi ve şefaati ile çalmak kabule yakın bir çalmaktır. Bunun en güzel vesilesi de duadan önce ve duadan sonra salavat getirmektir. Zira iki makbul dua arasında yapılan dua da kabule yakın bir duadır denilmiştir. Allah’ın rahmetini üzerimize çekmenin en güzel ve kestirme yolu, Onun katında en kıymetli ve değerli olan Habib-i Ekremini (asv) araya koymak ve onun şefaati ile talep etmektir. Kainatı onun için yarattığı halde, kainatın içinden bir şeyi onun ismi hürmetine vermesi, gayet makul ve tesirli bir yoldur. Salavat ise bunun bir formülü şeklindedir.
 
Üstad Hazretleri meseleye şu şekilde işaret ediyor:
"Üçüncü cihet: Bu kadar tekrar ile kat'î verilecek olan bir şeyin vermesini istemesinin sırr-ı hikmeti şudur:"
"İstenilen şey, meselâ, Makam-ı Mahmud, bir uçtur. Pek büyük ve binler Makam-ı Mahmud gibi mühim hakikatleri ihtiva eden bir hakikat-ı âzamın bir dalıdır. Ve hilkat-i kâinatın en büyük neticesinin bir meyvesidir. Ve ucu ve dalı ve o meyveyi dua ile istemek ise, dolayısıyla o hakikat-i umumiye-i uzmânın tahakkukunu ve vücut bulmasını ve o şecere-i hilkatin en büyük dalı olan âlem-i bâkinin gelmesini ve tahakkukunu ve kâinatın en büyük neticesi olan haşir ve kıyametin tahakkukunu ve dâr-ı saadetin açılmasını istemektir. Ve o istemekle, dâr-i saadetin ve Cennetin en mühim bir sebeb-i vücudu olan ubudiyet-i beşeriyeye ve daavât-ı insaniyeye kendisi dahi iştirak etmektir. Ve bu kadar hadsiz derecede azîm bir maksat için, bu hadsiz dualar dahi azdır.

"Allahım! Efendimiz Muhammed'e (sav) ve onun ehli beytine salât at. Bu salâvat o derece değerli olsun ki: Onun hürmetine bizi bütün korku ve belalardan kurtarsın. Bizim ihtiyaçlarımızı o salâvat hürmetine yerine getirsin, bizin bütün günahlardan bu salâvat hürmetine temizlersin, o salâvat hürmetine bizi derecelerin en üstüne yüceltirsin, o salâvat hürmetine hayatta ve öldükten sonra düşünülebilecek bütün hayırlar konusunda gayelerin en sonuna kadar ulaştırsın. Ey merhametlilerin merhametlisi bize bunları merhametinle nasip et. Allah Tealâ bize kafidir ve ne iyi bir dost, ne iyi bir vekildir. Ey Rabbimiz, senin mağfiretini dileriz, dönüş yalnız sanadır."

Üstadımız “salavatı”; rahmet noktasında Resul-ü Kibriya’ya vesile, Resul-ü Kibriya’yı da rahmet noktasında Allah’a vesile yapmayı tavsiye ediyor. Vesilelik var mıdır? Hakikat noktasında vesileyi nasıl anlamalıyız?
 
Bu âlem, hikmet dünyasıdır. Bunun içindir ki eşyanın yaratılmasında sebepler devreye sokulmuştur. Meyve için ağaca, çocuk için izdivaca ihtiyaç vardır. Ancak, ne ağaç o meyvenin hakiki mucididir, ne de ebeveyn o çocuğun gerçek sahibi. Sebepleri yaratan kim ise sonuçları yaratan da yine O’dur.
 
PÜTÜRGELİLER BİRLİĞİ  
   
PÜTÜRGELİLER BİRLİĞİ  
 
 
ANKARA NAMAZ VAKİTLERİ  
  Ankara Namaz Vakitleri  
İSTANBUL NAMAZ VAKİTLERİ  
  İstanbul Namaz Vakitleri  
PÜTÜRGE NAMAZ VAKİTLERİ  
   
haber7.com  
   
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol